.
Her zaman bişeylere kızmak zorunda insan oğlu. Her zaman bir şeylere tepkisini göstermeli. Bu gerek siyaset, gerek toplumsal olay, gerekse sosyal bir faliyet. Çünkü, içimizde tutamıyoruz hiç bir şeyi.
Her zaman bir panik havasında olmalıyız ya da her zaman istediğimiz gibi
olmalı. İşte bundan dolayı abartmayı çok severiz ve yine abartmayı
başardık
Anlamadığım bir nokta var; yıllardan beri tepkilerimizi belirtiyoruz ama ne elde edebiliyoruz. Hangi yasağı abartarak dillendirdiğimizde geri getirebildik. Şimdi birkaçınız "felanca olayı eleştirdik ve eski haline döndürdük" diye çıkışacak ama, güzel kardeşim durum öle değil. O şekilde eski haline döndürülen olaylarda zaten amaç senin tepkina almak. Eğerki o zamanki durumlar gerçekten yasaklanmak istenseydi yasaklanırdı.
Ve anlamadığım bir durum daha; tepkimizi önceden belli edemiyoruz. Başbakan günler öncesinden twitter'ı yasaklarız, felancayı filancayı yasaklarız derken arkana yaslanmış tweet atarken başbakana gülüyordun. E güzel kardeşim sen madem ki bu twitterdan vazgeçemeyecektin, onsuz yapamayacaktın neden tepkini o zaman belirtmedin.
Şunu söyliyeyim arkadaşlar Twitter'a ne oldu, nasıl yasaklanır diye birbirinize sorup durmayın. Twitter'ın yasaklandığı felan yok. Sadece otomatik dns'lerle erişilemiyor. Bir kere bu bile sorun aslında. Erişim engelleniyor ama yasaklandı diyoruz. Dedim ya biz abartmayı çok seviyoruz. Zaten kimsenin pek önemsediği yok twitter engelleme olayını. Dns değiştirmeyi bilen herkes girebiliyor twitter'a. Garibim dns yi değiştiremeyenler şimdiden başlamıştır dns nin ne olduğunu ve ne işe yaradığını öğrenmeye :))
Yasak koyulursa böle kuru kuru koyulmaz arkadaşlar. Yasakların cezai bir yaptırımı olur her zaman unutmayalım!

28 Mart 2014 Cuma
Erasmus Hayali

Sadece benim arkadaşım değildir mutlaka. Üniversite eğitimi gören öğrencilerin yüzde 75 i yurt dışında eğitim görme hayaliyle yaşıyordur. Umarız ki istedikleri olur ama nasıl olur bilinmez. Daha doğrusu bilinmiyordu. Geçmişten günümüze birçok şey değişti ve gelişti ama bir üniversite öğrencisinin en çok işine gelen değişim erasmus programı oldu şüphesiz. Kısaca bilgi vermek gerekirse erasmus; ülkeler arası yapılan anlaşmalar neticesinde başarılı olan öğrenciler Türkiye'de okuduğu üniversiteye bağlı olarak yurt dışında herhangi bir üniversitede eğitiminin son bir yılını tamamlayabiliyor. Böylece hem "yurtdışı eğitimi almış olmak tercih sebebimizdir" gibi iş ilanlarını gördüğünde hiç yokmuş gibi davranmayacak hemde yabancı dil eğitimini tamamlamış olacak. Yani anlayacağınız bulunmaz bir nimet erasmus programı.
Eğer hayatta bazı noktalara erişmek istiyorsak erasmus programı gerçekten gerekli bir program arkadaşlar. Artık insanın çalışma azmine yada işe bağlılığına bakılmıyor sadece. En önemli etken eğitim oldu.
Eğer hedefinizde bir devlet memurluğu yoksa, yani özel sektör düşünüyorsanız kesinlikle sınırlarınızı zorlayın ve bu erasmus programına katılmaya çalışın. Zaten devlet memuru olacak kişi yabancı dilde bilse yurt dışına da gitse oturacağı masa aynı olacak. Bundan dolayı devlet memurluğu düşünüyorsanız erasmus programına girmeniz gerekmez. Sadece kpss ye sıkı sıkı çalışın yeter. Umarım Allah istiyenin gönlüne göre verir. Umarım nasıl dilerseniz hayırlısı o olur...
25 Mart 2014 Salı
İşkur İş İlanları

Ülkemizdeki işsizliğin bir nevze olsun azaltılması için oluşturulan bir kurum olan işkur her geçen gün işsizliğin bir adım önüne geçmeye çalışıyor. İşkur ile anlaşmalı birçok firma verdikleri ilanlar ve açtıkları kurslar ile birçok vatandaşın iş bulma imkanını arttırıyor.
İş bulma sıkıntısı çeken vatandaşlarımız işkur iş ilanları sayesinde yollara dökülüp kendine göre iş aramak yerine işi kendi ayağına geliyor. Yapılması gereken tek şey bir işkur bürosuna gidip kaydolmaktır. Böylece bütün bilgileriniz alınır ve sizin özelliklerinize uygun bir eleman arayan şirketler işkurdan eleman talep eder ve iş kur sizi arayıp bu işe başvurmak isteyip istemediğinizi sorar. Siz ister kabul edersiniz ister etmezsiniz. İşkur iş ilanlarının yanı sıra açılan kurslar da yetkinliği arttırıcı önemli bir unsur haline geldi. Bir bireyin işkurun açtığı kurslara katılması demek kursun sonunda yüzde 75 işe girebilmesi olanığını verir. Böylece bir mesleğim yok diyenler için meslek edinme açısından önemli bir etken oluyor bu kurslar. İşkurun bünyesindeki kursları günübirlik takip etmelisiniz çünkü çoğu zaman kursiyer alımı ilanın verildiği gün doluyor. Verilen kurslar başka illerde de olsa katılmayı ihmal etmeyin. Çünkü, kurs boyuncada size günlük belli bir ücret ödeniyor.
İşkur iş ilanları sayesinde önemli sayıda işsizliği azaltmış ve birçok bireyi meslek sahibi yapmıştır. Siz de eğer bir işkur kaydı oluşturmamışsanız fazla geç kalmadan size sunulan bu imkanlardan bir an önce yararlanmanız faydalı olacaktır.
24 Mart 2014 Pazartesi
Bedava Site Kurarak Para Kazanma
Merhaba arkadaşlar. Bu yazımda işsizliğin fazla olduğu ülkemizde ek gelir arayışı içerisine giren gençlerimizin sorunlarına bir nevze yardımcı olmaya çalışacağım. Belki çoğunuz bilir bedava site kurma işlerini ancak bilmeyen arkadaşlarımıza nasıl bir yol izleyeceğı konusunda yardımcı olalım. Ancak, bu işlemlere sorunsuz başlamak için bir google hesabınız olması yararlı olacaktır. İlk başta bir google hesabı açın ve öyle devam edin.
Arkadaşlar belkide çoğunuz "nedir bu bedava site kur işi" diyordur. Öncelikle şunu söyleyelim kimse hazır bi siteyi size vermiyor arkadaşlar. Size verilen şablonda kendi sitenizi oluşturarak bedava trafik ve hosting ile sitenizi yayınlamaya başlıyorsunuz. Ancak, siteniz ".com" ile bitmiyor. Siz hazır şablonu bulunan bir site aldığınız için o şablonu hazırlayanların size verdiği alan adınıda almış oluyorsunuz. Yani örnekle anlatacak olursak; siz normalde evinizde kendinize ait bir site hazırladığınız zaman buna bir domain yani ".com, .org, .gov" gibi alan adı almalısınız. Bunuda 30 TL gibi bir ücretlen alabiliyorsunuz. Ancak, bedava site kurma işinde hiç bir ucret vermiyor ve hiç bir tasarım yapmadan hazır şablonları kullanarak bir site tasarlıyabiliyorsunuz. Alan adınız ise dediğim gibi size bu imkanı sunan yayıncının adını kullanarak alabiliyorsunuz. Örneğin; yayıncınız blogspot yayıncısı ise "www.örnek.com yerine "www.örnek.blogspot.com" oluyor. Tıpkı bu yazımı paylaştığım sitem gibi yani. Peki bedava site kur işinin ek gelir ile ne alakası var diyorsanız şöyle devam edelim; hazır şablonların bulunduğu bir yayıncıdan sitenizi hazırladıysanız içerik paylaşmaya başlayabilirsiniz. İçerik paylaştıkça ziyaretçi sayınız yavaş yavaş artacaktır. İlk bir ay hergün sitenizin amacına göre bir yayın paylaşın. Örneğin; makale, video gibi. Sonraki 3 ay boyunca yayın paylaşmaya devam edin. Siteniz içeriğie doyduktan sonra gelelim para kazanmaya başlamaya. Siteniz içeriği tamamlandıktan sonra artık bir "Google Adsense" hesabına başvurabilirsiniz. Hazır söz edilmişken nedir bu google adsense hesabı diyenler için kısaca açıklayayım. Google adsense, bir reklam veren firmasıdır arkadaşlar. Yani google adsense nin verdiği reklamları sitenizde paylaşıyor ve tıklama başına bir ücret kazanıyorsunuz. Bunun olabilmesi için Google adsense hesabına başvurmanız gerekmekte. Başvuru sırasında size hangi sitenizde reklam paylaşacağınızı soruyor. İşte tam bu noktada siteniz devreye giriyor. İçerik paylaşımını tamamladığınız sitenizin adını verip başvurunuzu yapıyorsunuz. Eğer başvurunuz kabul edilirse size hazır şablonlarda reklamlar gönderiliyor. Başvurunuzun kabul olabilmesi için tek gereken şey içeriğinizin yeterli olmasıdır arkadaşlar. Hazır şablonlarla gelen reklamları sitenizin istediğiniz bir köşesinde paylaşıp arkanıza yaslanacaksınız. Her geçen gün paranızın yükselişini izleyeceksiniz.
Arkadaşlar bedava site kurma işi çok zor bir iş değil ancak, çok kolay bir işte değil. Bilmeliyizki emek harcanmadan ekmek olmaz. Google Adsenese reklamları henüz Türkiye'de fazla meşhur olmadı ancak, yurtdışında insanlar bu işten çok para kazanıyor. Yani şunu söyleyebiliriz ki yurt dışında bizim bedava site kurma işi dediğimiz olguyu insanlar normal iş olarak görüyor ve bu iş sayesinde başka bir iş bulma derdi olmadan geçinebiliyor.
22 Mart 2014 Cumartesi
Slayta Müzik Ekleme

Arkadaşlar öncelikle sakin kafayla sunumuzu hazırlayalım. Animasyonlar geçişler vs. hepsini bitirelim. En son ses ekleme işi kaldıysa slaytın en başına gelin ve aşşağıdaki adımları izleyin;
1) Menüden "ekle" sekmesine tıklıyoruz.
2) "Ses" seçeneğinin kenarındaki ok işeretine tıklıyoruz.
3) "Dosyadan ses" diyoruz ve istediğimiz müzik dosyası hangi klasördeyse bulup ekliyoruz.
Tabi bitmedi. Eğer müziğin slayt boyunca çalmasını istiyorsanız aşşağıdaki adımlara devam edin;
1) Eklediğiniz müzik dosyası ilk slaytta hoparlör resmi şeklinde olacaktır. O resme tıklayın.
2) Hoparlör resmine tıkladığınız zaman menünün üstündeki araç çubuğundaki "ses araçları" seçeneğine tıklayın.
3) Açılan menüde "ses çal" seçeneğine tıklayın.
4) Ve son olarak ses çal seçeneğine tıkladığınız zaman açılan menüde "slaytlarda yürüt" seçeneğini seçtiğimiz zaman artık müziğimiz istediğimiz gibi çalacaktır.
Arkadaşlar bu yazımda slaytlara ses dosyası eklemeyi gösterdim. Son olarak şunu söyleyeyim. Eğer ki yaptığınız bu işlemlerden sonra herhangi bir hata veriyorsa veya ekstra bi işlem yapmak (örneğin; müzik kisa ise bittiğinde tekrar başlasın vs.) istiyorsanız aşşağıda verreceğim link sizin için faydalı olacaktır. Şimdiden iyi çalışmalar dilerim...
LİNK: "http://office.microsoft.com/tr-tr/training/RZ010171474.aspx?section=1"
Oyuncak Bebek ve Zararları
Çocuklar, vakitlerinin çoğunu oyun oynamakla geçirirler. Durum böyle olunca ne oynadıkları ve neyle oynadıkları konusunda dikkatli olunmalı. Piyasaya birçok ucuz oyuncak çıkarılıyor.Evet çocuklar elbette oyuncaklarla oynamalı ancak, bir çocuğun hayatı oyuncaktan ucuz olmamalı.
Birçok oyuncak firması oyuncaklar için milyon liralık maliyetleri ortaya koyarken, bazıları ekmek fiyatında oyuncaklar üretebiliyor. Evet ucuz oyuncak üretmekde mümkün ancak ne kadar sağlıklı? Bir oyuncak nasıl zararlı olabilir diyorsanız oyuncak bebekleri ele alarak anlatalım. Oyuncak bebeklerin plastik maddesini ele alalım mesela. Şimdi şunu düşünün; Neden bilindik bir oyuncak firmasında oyuncak bebek 5x fiyatındayken diğer oyuncak bebek 1x fiyatında? Şunu söyleyebilirimki plastik, pvc vb. maddelerin kanserojen madde içerdiği mevcut araştırmalarla kanıtlanmıştır. Ancak, tanınmış bir firma milyon liralık maliyetinin neredeyse yarısını bu durumu iyileştirmek için kullanıyor. Oyuncak bebeklerin zararları sadece kanserojen madde içermeleri değildir. Oyncak bebekler çeşitli araştırmalar sonucu IQ seviyesinin düşmesine, işitme kaybının yaşanmasına ve erken ergenlik gibi birçok zararıda mevcut.
Oyuncakların veya oyuncak bebeklerin zararlarını daha birçok şekilde ifade edebiliriz ancak, bu konuda ne yapmalıyım diye kendinize sormazsanız bütün bu zararları açıklamamızın bir faydası olmaz. Çocuğunuza oyuncak konusunda belirli kısıtlamalar getirebilirsiniz. Belirlediğiniz saat kadar oynadıktan sonra onu farklı eğlencelere çekebilirsiniz. Çocuğunuzun belirli bir yaştan sonra oyuncaklarla oynamaması onda bir eksiklik hissettirmez, siz onu mutlu ettiğiniz sürece!
Birçok oyuncak firması oyuncaklar için milyon liralık maliyetleri ortaya koyarken, bazıları ekmek fiyatında oyuncaklar üretebiliyor. Evet ucuz oyuncak üretmekde mümkün ancak ne kadar sağlıklı? Bir oyuncak nasıl zararlı olabilir diyorsanız oyuncak bebekleri ele alarak anlatalım. Oyuncak bebeklerin plastik maddesini ele alalım mesela. Şimdi şunu düşünün; Neden bilindik bir oyuncak firmasında oyuncak bebek 5x fiyatındayken diğer oyuncak bebek 1x fiyatında? Şunu söyleyebilirimki plastik, pvc vb. maddelerin kanserojen madde içerdiği mevcut araştırmalarla kanıtlanmıştır. Ancak, tanınmış bir firma milyon liralık maliyetinin neredeyse yarısını bu durumu iyileştirmek için kullanıyor. Oyuncak bebeklerin zararları sadece kanserojen madde içermeleri değildir. Oyncak bebekler çeşitli araştırmalar sonucu IQ seviyesinin düşmesine, işitme kaybının yaşanmasına ve erken ergenlik gibi birçok zararıda mevcut.
Oyuncakların veya oyuncak bebeklerin zararlarını daha birçok şekilde ifade edebiliriz ancak, bu konuda ne yapmalıyım diye kendinize sormazsanız bütün bu zararları açıklamamızın bir faydası olmaz. Çocuğunuza oyuncak konusunda belirli kısıtlamalar getirebilirsiniz. Belirlediğiniz saat kadar oynadıktan sonra onu farklı eğlencelere çekebilirsiniz. Çocuğunuzun belirli bir yaştan sonra oyuncaklarla oynamaması onda bir eksiklik hissettirmez, siz onu mutlu ettiğiniz sürece!
21 Mart 2014 Cuma
Faranjit Bitkisel Tedavi Yöntemleri
Faranjit, ağız ve burun boşluğunun gerisinde bulunan kısmın virüs ve mikropların etkisiyle iltihap kapması sonucu oluşan bir tür hastalıktır. Kimileri çok ağrılı ve hatta işin sonunun bronşite vardığı bir faranjit hastalığı geçirirken kimileri ise kronikleşmiş farnjit hastalığına yakalanır. Faranjit bitkisel tedavi yöntemleri ise hastalığı oldukça yavaşlatır ve hastayı rahatlatır.
Kronikleşmiş faranjit hastalığı sigara ve alkol gibi ürünlerin tüketilmesinden dolayı oluştuğu için pek ağrı hissedilmez ancak ilerde bir sorun yaşatabilir. İlerlemiş faranjit hastalığında soğuk havalarda kapılan mikrop ve virüslerin hatta içilen aşırı soğuk ve sıcak içeceklerin etkisi büyüktür. Nedeni ise faranjit olan bölge çok hassasdır ve olukça dikkat ister.
BELİRTİLERİ
Faranjit belirtileri genel olarak ateş yükselmesi, yutkunurken acı hissedilmesi, halsizlik ve iştahsızlık olarak sıralanabilir. Eğer kişide bu tür faranjit belirtileri görülüyorsa hemen doktora gidilmeli.
BİTKİSEL TEDAVİLER
Faranjit bitkisel tedavileri hastalığı oldukça yavaşlatır ve faranjit geçiren kişiyi oldukça rahatlatır. Faranjit bitkisel tedavisinde kullanılması yararlı bitkiler ise genel olarak şöyle sıralanabilir;
-Papatya çayı.(gargara)
-Ekinezya
-Ada çayı.(gargara)
Ve ayrıca farnjit tedavisi için bol bol sıvı tüketilmeli ve nemli ortamda durulmalı. Nemli bir ortam oluşturmak için kaynamış bir suyu odanızda bulundurmanız odanızın nem oranını arttıracaktır.
20 Mart 2014 Perşembe
Biyometrik Fotoğraf
Biyometrik fotoğraf Türkiye'de 2006 da ortaya çıkan yeni bir uygulamadır. Uygulama kimize göre gerekli kimimize göre ise tamamen gereksiz bir uygulama olarak düşünülmektedir.
Biyometrik fotoğraf ilk olarak 2006 yılında Almanya için vize başvurusunda gerekli görülmüştür. Bu uygulama ile vize sahibi yani biyometrik fotğraf çekilecek kişi fotoğraf çekilme kurallarına uymak zorunda. Yani artık vize için gerekli olan fotoğrafta dilediğimiz gibi pozlar verdiğimiz vesikalık fotoğraflar yer almayacak. Bunun yerine kuralları belirtilmiş bir fotoğraf türü ile başvuru yapılacak. Ayrıca bu durum sadece vizeler için değil pasaportlar içinde geçerli olacak. Schengen vizesine sahip ülkeler biyometrik pasaport vermektedirler. Peki ya bu fotoğraf kuralları neler?
- Saç bitiminden çeneye kadar olan mesafe 32 ile 45 mm olmak zorundadır.
- Fotoğrafta yüzünüzün 2 yanıda tam olarak gözükmeli.
- Arka plan rengi düz beyaz bir renk olmalıdır. Bundan dolayı düz beyaz kıyafetlerle çekilen fotoğraflar kabul edilmez. Beyaz gömleğin üstüne kravat bile kabul edilmiyor.
- Kontrast normal olmalı. Yani fotoğraf parlak veya sönük olmamalı.
- Fotoğraf çekilen kişinin gözleri kusurlu bile olsa tam olarak gözükmeli.
17 Mart 2014 Pazartesi
Mobilya Dekorasyon Nasıl Yapılır

Evimizi güzelleştirmek o kadarda kolay değildir tabiki. Yani oldukça maliyetli, meziyetli ve önem arz eden bir iştir. Mobilya dekorasyonu evimiz için çok önemli bir etkendir. Ancak tek başına mobilya pek işe yaramaz. Mobilya ile uyumlu parkeler, perdeler, halılara ihtiyaç vardır. Kullanılan renk tonları da çok önemli tabiki. Birbirinden bağımsız zıt renkleri kullanmak yerine belirli bir rengi hedef alıp o tonlarda evinizi dekorlayabilirsiniz. Böylece zıt renklerin verdiği itici görüntü yerine birbiriyle uyumlu ve göz zevkine hitap eden renk uymluluğu çok daha fantastik bir görünüm oluşturur. Sadece bunlarla da değil tabiki. Mobilya dekorasyonu deyince sadece bu saydıklarımızla sınırlamamak gerekir. Ufak detaylar evinize çok farklı bir hava katar. Örneğin bir vazo, evde yaşayabilen bir bitki veya evinizin otantik havasına göre içine üç beş kitap koyulabilen bir kütüphane. Mobilya dekorasyonunda en önemli unsur ise ışıklandırmadır. Yanlış bir ışıklandırma güzel olanı berbat bir görüntü haline getirebilir. Evinizin ışıltısını göze yansıtacak olan aydınlatma konusunu hafife almayın derim.
Ev dekorasyonu oldukça zahmetli ve maliyetli bir iştir. Ancak, işin sonunda o güzelliği görmek bu sıkıntılara değer doğrusu. Fazla geç kalmadan evinize dilediğiniz dekorasyonu uygulayın. Hayatınızın çoğunu geçirdiğiniz evinizin güzelliği inanın psikolojinize ve steresinize oldukça faydalı olacaktır.
Bitkisel Ürünler
Bitkisel tedavi, çok uzun zamandır gündemimizde olan önemli bir konu haline geldi. Bitkisel ürünler kimimize göre tedavi için tek başına yeterliyken, kimize göre ise takviye olarak kullanılmalı. Hatta bazı kesimler hiç kullanılmamasını dahi öneriyor. Peki ya hangisi doğru?
Ölümden başka herşeyin dermanı var denir. Ve hatta halk arasında Lokman Hekim'in ölüme bile deva bulduğu söylenir. Peki tıp bilimi bütün hastalıklara deva üretebildimi?Hayır. Bitkisel tedavi derken insanlara hep nane limon ile terletilip hastalığı vücuttan atmak olarak geldiği için pek sıcak yaklaşılmaz. Ancak durum öyle değil. Tıp bilimi hayatımızda çok önemli bir yer tutuyor tabiki. Tıp bilimi ile bitkisel ürünler arasındaki fark; bitkisel ürünlerin yan etkilerinin kestirilememesi ve yanlış kullanılması. Bitkisel ürünler yanlış kullanımla tabikide ciddi zararlar verebilir. Ancak, sorunda burda. Nasıl kullanacığını bildeğiniz bir şey sizin için nasıl faydalı bir hale gelebilirki. Sadece bitkisel ürün açısından düşünmeyin, herşey için bu durum aynı. Bitkisel bir tedavi tercih edilirken muhakkak bir uzmanın görüşü alınmalıdır. Böyle tedavilerde kullanılan bir ürün kimimiz için yararlı olurken kimimiz için zararlı olabilir. Bir bitkisel ürün her vücut yapısına uymayabilir. Bundan dolayı da yan etkiler oluşur zaten.
Bitkisel tedavi binlerce yıldan günümüze gelen köklü bir tedavi şeklidir. İnsanlar bundan dolayı bitkisel tedaviden vazgeçemiyorlar. İçinde şifa olmayan bir bitki yoktur ancak, nasıl kullanılacağını bilmeden bu bitkilerden asla faydalanılamaz.
Ölümden başka herşeyin dermanı var denir. Ve hatta halk arasında Lokman Hekim'in ölüme bile deva bulduğu söylenir. Peki tıp bilimi bütün hastalıklara deva üretebildimi?Hayır. Bitkisel tedavi derken insanlara hep nane limon ile terletilip hastalığı vücuttan atmak olarak geldiği için pek sıcak yaklaşılmaz. Ancak durum öyle değil. Tıp bilimi hayatımızda çok önemli bir yer tutuyor tabiki. Tıp bilimi ile bitkisel ürünler arasındaki fark; bitkisel ürünlerin yan etkilerinin kestirilememesi ve yanlış kullanılması. Bitkisel ürünler yanlış kullanımla tabikide ciddi zararlar verebilir. Ancak, sorunda burda. Nasıl kullanacığını bildeğiniz bir şey sizin için nasıl faydalı bir hale gelebilirki. Sadece bitkisel ürün açısından düşünmeyin, herşey için bu durum aynı. Bitkisel bir tedavi tercih edilirken muhakkak bir uzmanın görüşü alınmalıdır. Böyle tedavilerde kullanılan bir ürün kimimiz için yararlı olurken kimimiz için zararlı olabilir. Bir bitkisel ürün her vücut yapısına uymayabilir. Bundan dolayı da yan etkiler oluşur zaten.
Bitkisel tedavi binlerce yıldan günümüze gelen köklü bir tedavi şeklidir. İnsanlar bundan dolayı bitkisel tedaviden vazgeçemiyorlar. İçinde şifa olmayan bir bitki yoktur ancak, nasıl kullanılacağını bilmeden bu bitkilerden asla faydalanılamaz.
15 Mart 2014 Cumartesi
LCW Kimin

LCW nin temelleri 1985 yılında Fransa da atıldı. İki Fransız genç girişimci arkadaşın bu markayı kurma hikayeleride ayrı bir heyecan verir. "LCW kimin" konusu ne kadar merak ediliyorsa "LCW açılımı" da bir o kadar merak ediliyordur. Öncelikle LCW açılımını anlatalım. İki Fransız arkadaş perakende giyim sektörüne adım atma kararını aldıktan sonra kuracakları şirketin ismini düşünmeye başlar. Şirket isminin henüz belli olmadığı bir zamanda uçakla seyahat eden bu iki arkadaş Hawai nin üstünden gerçerken renkli ve eğlenceli bir plaj görürler ve bu plajın adını merak ederler. Tabikide anladığınız üzere plajın ismi Waikiki plajıydı. Peki ya "LC" ne demek derseniz; Fransızca da "Les Copains" sözcüklerinden gelir. Anlamı ise Yakın arkadaşlar demek. "LCW açılımı" konusunu anlattıktan sonra asıl konumuz olan "LCW kimin" konusuna geri dönelim. Türkiye'de Taha Tekstil adı altında kurlun bir şirket LCW şirketinin artan ürün ihtiyacı için fason üretim yapmaya başlar. Daha sonra Fransız ortaklar şirketi satmaya karar verince perakende sektörüne atılmak isteyen Taha Tekstil Fransız şirketi LCW nin bütün isim haklarını satın alır. Böylece LCW şirketi 1997 yılında tamamen Türk markası haline geldi. Peki ya LCW kimin derken böyle bir şirketin sahipleri kim ve nereli bu adamlar diye merak ediliyordur. LCW 4 ortaklı bir şirketdir ve asıl hisse sahipleri malatyalıdır.İki kardeş olan Vahap Küçük ve Mustafa Küçük asıl hisseye sahiptirler. Ve Vahap Küçük şirketin yönetim kurulu başkanlığını yapmaktadır.
LCW kimin ve LCW açılımı oldukça merak edilen iki konuydu.Şirketin bir Türk şirketi olması ve büyük başarılara imza atması oldukça gurur verici bir durum tabiki. Umarız başarıları daimi olur.
13 Mart 2014 Perşembe
Knıght Online Sorry Unexpected Hatası
Evet arkadaşlar, Knıght Online da bu hatayı almayan neredeyse kalmamıştır heralde ancak asıl mesele onu çözebilmek. Hepimiz sayısız çözüm yolu denemişizdir muhakkak ancak genelde başarısız olduk. Bazen kendi çözümünü bulan arkadaşlar oldu ancak herkezin çözümü birbirine uymuyor.
Knight online ın bu çekilmez hatasına benimde kendi çözümüm var. Çok şükür kurtulduk bu "sorry unexpected..." denilen hatadan. Aynen paylaşıyorum;
Knight Online daki bu "sorry. unexpected error has occured" hatasını yaklaşık 1,5 aydır alıyorum ve bende kaç kere format attığımı bilmiyorum. Ama detaylı bir araştırmaya girdim. Sorunu detaylandırdıkça yavaş yavaş sonuca ullaşmaya başladım. İlk olarak win 7 de bir hata olduğunu düşündüm ancak, kimi arkadaşların farklı işletim sistemlerinden de bu hatayı aldığını öğrendim. Sonunda dahada detaylandırarak Knight Online nın "sorry. unexpected error has occured" hatasına internet explorerin neden olduğunu buldum. Kimi arkadaşlar İE10 da sorun var derken kimileri 9 da da olduğunu söylüyor. Ancak her ikiside değil :)
Asıl sorun İE8 den sonra herhangi bir İE güncellemesi (bende ve birkaç arkadaşta gördüğüm). Yani bilgisayarınızı formatladıktan sonra güncelleme yaptıysanız bu hatayı almanız mümkün. Ve genelde Laptop larda bu hatanın verdiğini gördüm. Güncelleştirmelerinizin hepsini silmeyin arkadaşlar. İlk olarak varsa İE9 veya İE10 güncellemesini kaldırın ve reset atın. Baktınız olmadı! En sondan başa doğru güncelleştşrmeleri kaldıra kaldıra gelin. Yani emin olun bu hata %100 güncelleştirmelerden kaynaklanıyor.
Güncelleştirmelerin nasıl kaldırılacağını bilmiyorsanız bu adımı takip edin;
Denetim masası - Sistem ve Güvenlik - Windows Update - Yüklü güncelleştirmeleri görüntüle
Sorununuzu çözebildiysem ne mutlu.
Knight online ın bu çekilmez hatasına benimde kendi çözümüm var. Çok şükür kurtulduk bu "sorry unexpected..." denilen hatadan. Aynen paylaşıyorum;
Knight Online daki bu "sorry. unexpected error has occured" hatasını yaklaşık 1,5 aydır alıyorum ve bende kaç kere format attığımı bilmiyorum. Ama detaylı bir araştırmaya girdim. Sorunu detaylandırdıkça yavaş yavaş sonuca ullaşmaya başladım. İlk olarak win 7 de bir hata olduğunu düşündüm ancak, kimi arkadaşların farklı işletim sistemlerinden de bu hatayı aldığını öğrendim. Sonunda dahada detaylandırarak Knight Online nın "sorry. unexpected error has occured" hatasına internet explorerin neden olduğunu buldum. Kimi arkadaşlar İE10 da sorun var derken kimileri 9 da da olduğunu söylüyor. Ancak her ikiside değil :)
Asıl sorun İE8 den sonra herhangi bir İE güncellemesi (bende ve birkaç arkadaşta gördüğüm). Yani bilgisayarınızı formatladıktan sonra güncelleme yaptıysanız bu hatayı almanız mümkün. Ve genelde Laptop larda bu hatanın verdiğini gördüm. Güncelleştirmelerinizin hepsini silmeyin arkadaşlar. İlk olarak varsa İE9 veya İE10 güncellemesini kaldırın ve reset atın. Baktınız olmadı! En sondan başa doğru güncelleştşrmeleri kaldıra kaldıra gelin. Yani emin olun bu hata %100 güncelleştirmelerden kaynaklanıyor.
Güncelleştirmelerin nasıl kaldırılacağını bilmiyorsanız bu adımı takip edin;
Denetim masası - Sistem ve Güvenlik - Windows Update - Yüklü güncelleştirmeleri görüntüle
Sorununuzu çözebildiysem ne mutlu.
Zeka Nasıl Geliştirilir

Her zaman "balık ye zekanı geliştir","matematik çöz zekanı geliştir" gibi cümleler duyarız ama, işin içine girince çok yol var. Örneğin; "matematik çöz zekanı geliştir" denir ancak, matematik çözmek için de ayrı bir çaba sarfederiz. Kimi zaman bıkkınlık gelir. Sonra matematik çözmeyi kolaylaştırmak için "kitap oku" denir. Hızlı okuyabilmek için "bol bol egzersiz yap" denir ve bu durum daha da uzar gider. Halbu ki insan zekasını sadece yemekle yada okumakla geliştirmez. Bir çok yolu vardır. Mesela düzenli nefes egzersizlerinden tutun sakız çiğnemeye kadar bir çok yöntem vardır. Zeka mutlaka gelişir ancak, önemli olan onu nasıl kullanacağınızdır. "Zeka nasıl geliştirilir" diye bir soru gelirse size önce amacını sorun. Emin olun bilemeyecektir. Bu güne kadar zekasını ileri seviyede geliştiren insanları mucitlerle sınırlarsak doğru olmaz ve oldukça da az bir sayı elde ederiz. Emin olun belkide Einstein'dan daha zeki insanlar da olmuştur ama, hangi amaca hizmet edeceğini bilemediği için tanıyamadık kendilerini.
İnsan, zekasını geliştirmeli ancak, vicdani duygularınıda geliştirmeli. Atom bombasını üretecek teknolojiyi bulan zeka kadar o bomba ile bir şehrin yok edilmemesi vicdanına da sahip olunmalı.
Online dünya - Gerçek dünya
Hayat her zaman yerinde saymıyor. Zaman ilerledikçe alışkanlıklar değişiyor. İnsanların artık kendisine ve ailesine ayırdığı vakit iyice azalmaya başlıyor. Bunun sebebi olarak bir çok olayı ele alabiliriz ancak, en önemlilerinden biri olan online dünyayı ele almak iyisi olacaktır.
Online dünya 21. yüzyılda oldukça fazla etkisini göstermeye başladı. En başında bir güvenlik aracı olan internet ağları, yavaş yavaş bir gereklilik haline gelmeye başladı. Başlarda gerekli bilgilerin, haberlerin ve kimi sektörlerin iş platformu olarak kullanılırken artık ticari hayatta online dünyanın içine girmeye başladı. Önceleri alışveriş için dışarı çıkılırken artık evden online dünyanın getirdiği kolaylıklar sayesinde bu ihtiyaç giderilebiliyor. Artık dünyanın bir çok kesimi online dünya sayesinde işe bile gitmeye gerek duymuyor. Ve bu durum Türkiyede de yavaş yavaş görülmeye başlanıyor. Artık işe gitme gereksinimi olmadan, alışveriş için evden çıkılmadan, ve can sıkıntısını giderebilecek hobilerin online dünya içerisinde yer alması artık insanları evde hapsetmeye başlıyor. Online dünyaya zaman ayırdıkça gerçek dünyadaki tatları tamamen unutmaya başlıyoruz. Belki yakında bunun için makaleler bile yazılmayacak çünkü, artık online dünyayı bir parçamız olarak görmeye başlıyacağız.
Hazır kendimizi bu kadar kaybetmemişken artık birşeyler yapmalı. Online dünyaya ayırdığımız zamanı kısıtlayıp gerçek dünyada kendimize daha çok vakit ayırmalıyız. Mesela bu hafta sonu ailenizi alıp piknik keyfinin nasıl yaşandığını bir hatırlayın. ONline hayat size OFF çektirmeden siz ONline hayatı OFFlayın.
Online dünya 21. yüzyılda oldukça fazla etkisini göstermeye başladı. En başında bir güvenlik aracı olan internet ağları, yavaş yavaş bir gereklilik haline gelmeye başladı. Başlarda gerekli bilgilerin, haberlerin ve kimi sektörlerin iş platformu olarak kullanılırken artık ticari hayatta online dünyanın içine girmeye başladı. Önceleri alışveriş için dışarı çıkılırken artık evden online dünyanın getirdiği kolaylıklar sayesinde bu ihtiyaç giderilebiliyor. Artık dünyanın bir çok kesimi online dünya sayesinde işe bile gitmeye gerek duymuyor. Ve bu durum Türkiyede de yavaş yavaş görülmeye başlanıyor. Artık işe gitme gereksinimi olmadan, alışveriş için evden çıkılmadan, ve can sıkıntısını giderebilecek hobilerin online dünya içerisinde yer alması artık insanları evde hapsetmeye başlıyor. Online dünyaya zaman ayırdıkça gerçek dünyadaki tatları tamamen unutmaya başlıyoruz. Belki yakında bunun için makaleler bile yazılmayacak çünkü, artık online dünyayı bir parçamız olarak görmeye başlıyacağız.
Hazır kendimizi bu kadar kaybetmemişken artık birşeyler yapmalı. Online dünyaya ayırdığımız zamanı kısıtlayıp gerçek dünyada kendimize daha çok vakit ayırmalıyız. Mesela bu hafta sonu ailenizi alıp piknik keyfinin nasıl yaşandığını bir hatırlayın. ONline hayat size OFF çektirmeden siz ONline hayatı OFFlayın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)